  |
 |
 |
 |
(¯`v´¯) ..:: GENÇ HILAL ::.. Güle Sevdali Gençlik....(¯`v´¯)
|
 |
SITE HALITASI
|
 |
|
 |
|
|
|
|
|
|
|
ÖCALAN
POLİTİKALARININ TEMELLERİ
A) Ulusal Politika
Abdullah Öcalan, PKK’nin 10. kuruluş
yıl dönümünde yaptığı bir değerlendirmede, Kürt sorunu ve Önderlik sorununu değerlendirerek
Kürt halkının tarihinde sağlam bir önderlik yakalayamayışı sonucu ortaya çıkan aksaklıklara
dikkat çekmektedir. Bu değerlendirmede sağlam bir önderliğin olmamasından dolayı halkın özgücünün
de örgütlendirilemediğine işaret etmektedir. Dolayısıyla sağlam bir önderliğin halkın yapısal
bir örgütlenmesi ile bağlantılı olduğu görüşü dile getirilmektedir.
Öcaln Kürdistan’daki devrimin temel gücü
olarak köylülüğü ve buna bağlı olarak ezilen diğer kitleleri almaktadır. Özellikle 1990’lı
yıllardan sonra Kürt kadını ile ilgili değerlendirmelerinde , Kürt kadınının Kürt toplumu
içindeki yerini belirleyen Öcalan; Kürt kadını kurtulmadan Kürt toplumunun özgürleşemeyeceğini saptayarak
‘‘Gelişen özgürlük mücadelemiz , özgürleşen Kürdistan kadını olacaktır. Özgürleşen
Kürdistan kadını özgürleşen Kürdistan olacaktır’’ demektedir ( Kürdistan’da kadın
ve Aile ). Öcalan dönemin mevcut sorunlarını
değerlendirirken ; ‘‘ Bu gün büyük bir uygulama dönemindeyiz , halkımız tarihsel bir çıkışın
eşiğinde bulunmaktadır. Kitleler öncülüğün sağlam adım atmasını beklemektedirler.
|
|
|
Öcalan PKK tarihi boyunca sık-sık diğer
kürt örgütleri ile itifaklara imza atarak her türlü yabancı işgalci güce karşı gerekli savaşımı
geliştirmek için elinden geleni yapmaya çalışarak bu çerçeve etrafında Kürt güçlerini bir araya toplamaya
çalışmıştır. Öcalan PKK VI. Kongresine sunduğu Politik Rapor’da Nairobi’den kaçırılmadan
önce şu görüşleri dile getirmektedir: ‘‘ Aslında burada insanlık suçu var ve bu insanlık
suç işlemeye devam ediyor. Bu her ne kadar TC’ye dayandırılarak başta ABD olmak üzere onunirili-ufaklı
tüm mütefiklerince açıktan yürütülmek isteniyorsada Kürt halkının kimliğine sahip çıkma ve özgür
yaşama istağinin, özgürlüğü esas alan bir devrime dayanan yürüyüşümüzün şahsında 20. yüzyılın
devrimle değil, karşıdevrimle kapanması hedeflenmektedir.’’
B)
Uluslararası Politika
Kuruluş Bildirisinde Dünyadaki siyasal durumu
ele alan PKK, üç temel dönemden ( 1917-1945, 1945-1960 1960 sonrası) hareket ederek Ortadoğu ve Kürdistan ile ilgili
stratejisini belirlemektedir. Emperyalizmin o günün koşullarındaki durumunu değerlendirerek, ortadoğuya
yaklaşımını ortaya koyarak Kürdistan devriminin Ortadoğu’yu ele alış tarzını
ortaya koymaktadır. PKK, Kürdistan devrimini de bu çerçeverde ele almış ve pratik-politik faaliyetlerinde d
; ‘‘Kürdistan Ulusal Kurtuluş Cephesi, her alanda somut koşullara uygun mücadeleyi geliştirirken,
bölgemizin tüm devrimci-ilerici yönetim ve hareketleri ile sıkı bir dayanışma içinde olacaktır.’’stratejisini
temel alarak yürümüştür. Öcalan Ortadoğu halkları ile Kürdistan halkı arasında bir kader birliği
olduğuna vurgu yaparak tek devrimin başarıya ulaşma şansının olmadığına
işaret etmektedir.
Kürdistanda geliştirilen egemen politikaların
yarattığı tahribatın bu bölgede yaşayan halklar arasında deerin uçurumlar yarattığına
değinen Öcalan, silahlı Gerilla mücadelesinin başlamasında 6 ay sonra Türkiye ve Kürdistan ile ilgili
şu değerlendirmeyi taparak çıkış yolunun ortadoğu federasyonu olduğuna işaret etmiştir.
‘‘Türk egemen sınıfları ve Kürt işbirlikçilerinin yüzyıllardan beri halkımız
arasında geliştirdiği şövenizm dalgasını ve ulusal inkarcı yapıları kırmak
için, halklarımızın ulusal gerçekliğine ve hak eşitliğine sonuna kadar bağlılık
temelindeki birlikteliğimizi ülke içinde ve dışında, fabrikalar, okullar, sendikalar vb. alanlarda en
devrimci, en üretken, en yaratıcı bir tarzda geliştirelim. ğer atacağımız küçük adımlar
Ortadoğu halklarının gelecekyteki federasyonuna doğru ilk adım olacaksa, bu adımın gerekli
olan devrimci örgüt ve eylemelri büyük bir inanç ve azimle gerçekleştirelim.’’
Öcalan, dönemin mütefiklerini şöyle dile getirmekteydi;
‘‘Başta sosyalist ülkeler olmak üzere tüm ilerici insanlığı Ulusal Kutuluş güçlerinin
yanında olmaya çağırıyoruz ’’
Öcalan Türk devrimci örgütlerinin yanı sıra
pek çok sefer Türk halkına da çağrı yaparak ortak bir gelecek oluşturulmasının önemine vurgu
yapmıştır. Yine Bu günkü koşulları da içinde barındıran bir değerlendirmeyi 1986 Newrozunda
yapan Öcalan o günden Türkiye- Kürdistan çelişkisinin sadece ikili bir çelişki olmadığını dile
getirerek, bölgenin ve çağımızın en büyük çelişkisi olarak ortaya çıktığını
vurgulamaktadır. Öcalanı’ın yakalanması ile daha net olarak ortaya çıkan bu gerçeklik öcalan’ın
bu konuşmasında net olarak ortaya konulmaktadır. Yapılan bu kısa değerlendirmeden de anlaşılacağı gibi Öcalan Kürdistan
Halkının Kurtuluş Kavgasını vermekle yetinmeyerek aynı zamanda Türkiye halklarının
ve Ortadoğu halklarının kaderinin de ortaklığına işaret ederek ortak bir gelecek düşüncesini
pratikleştirdiği gmrülmektedir. yine her dönemde Türk devleti tarafından ısrarla geliştirilmeye çalışılan
halkların savaşının önüne geçmeye çalışan ve bu güne kadar bu yaşanmamışsa bu
Öcalan ve Arkadaşlarının yoğun çabaları sonucu başarılmıştır.
|
|
|
|
 |
Kurdistan libero e indipendente
     
BIJI SEROK APO!
-
ROMA SABATO 20 febbraio 1999 ore 10 Pza ESEDRA MANIFESTAZIONE
Mercoledi
24 febbraio ore 10 P.zza Cavour Manifestazione Nazionale Appello
- 17.11.1998 - Le foto della manifestazione di Roma. In più di 10.000 per la concessione dell'asilo politico ad Abdullah Ocalan
- 17.11.1998 - Manifestazione a Roma per la concessione dell'asilo politico ad Abdullah Ocalan
- 13.11.1998 - Comunicato del comitato centrale del PKK su Abdullah Ocalan
- Info aggiornate in inglese - For A Free And Independent Kurdistan! - KURD-L Archives
- Center for Kurdish Studies [www.pkk.org]
- Freedom For Apo! Homepage
- La Turchia, centro nevralgico del traffico di droga di Kendal Nezan - Le Monde Diplomatique
Il prossimo agosto scadrà il mandato del generale Isamil Hakki Karadayi, capo
di stato maggiore dell'esercito turco. Gli ultimi cinque anni che lo hanno visto in carica sono stati caratterizzati da un
marcato intervento degli ufficiali in tutti i settori della vita politica, dalla "questione kurda" al problema dei rapporti
con la Grecia, passando per la lotta contro il "pericolo islamico". Sotto l'impulso dello stato, si è registrato un sensibile
aumento delle attività mafiose, legate al narcotraffico, e molti oppositori politici e difensori dei diritti umani sono stati
brutalmente eliminati.
- TURKEY: TRAPPED IN A WEB OF COVERT KILLERS by Ertugrul Kurkcu on Covert Action Quarterly #61
A lurid glimpse of this underbelly of the Turkish state opened suddenly
on November 3, 1996, when a Mercedes-Benz overturned in a traffic accident. The driver was Huseyin Kocadag, former Istanbul
deputy police chief who was known for his part in organizing the first special counterinsurgency police teams in southeast
Turkey. Their goal was to bring the war to the Kurdish guerrillas. Also killed was Gonca Us, a former beauty queen with links
to organized crime. Sedat Bucak, a pro-government Kurdish village guard chieftain and right-wing DYP (True Path Party) parliamentarian,
was seriously injured. Bucak is reportedly in charge of 2,000 Kurdish mercenaries, armed and paid by the government to
fight Kurdish guerrillas. But what raised eyebrows was the seemingly incongruous presence of another passenger one Abdullah
Catli riding with the top police and government officials. Police had supposedly been hunting Catli, a convicted international
drug smuggler since 1978, for his part in the killing of scores of left-wing activists. At that time, Catli had been head
of the "Gray Wolves," the youth arm of the neo-fascist MHP (National Action Party). The presence of the bizarre group in the
same car was the most graphic evidence. |

 clicca per ingrandire
Sono 25 milioni i Curdi suddivisi in 5 stati confinanti le cui
zone rappresentavano, prima della spartizione il Kurdistan. Attualmente 12 milioni vivono in Turchia, 6 in Iran, 4 in Iraq,
un milione in Siria, 500 mila in Armenia. A questi vanno aggiunti un milione di Curdi sparsi fra Medio Oriente, Stati Uniti,
Canada e Europa. In Germania risiede la più numerosa diaspora: mezzo milione Scheda e mappa tratte da L'Espresso
La lotta per la libertà di Dino Frisullo
- 15.04.98 Dino Frisullo ha iniziato lo sciopero della fame (la Repubblica)
- Lettera aperta di Dino
- 1.04.98 Comunicato del VILLAGGIO GLOBALE - LA DIFESA DEI DIRITTI DELLE MINORANZE E IL RISPETTO DEI DIRITTI UMANI SONO LE RAGIONI
PER CUI DINO FRISULLO E'DETENUTO IN UN CARCERE DI MASSIMA SICUREZZA IN TURCHIA
- 28.03.98 Manifestazione Nazionale per la libertà di Dino - Salvatore e il popolo Kurdo
- 31.03.98 APPELLO URGENTE ALLA MOBILITAZIONE NAZIONALE PER LA LIBERAZIONE DI DINO FRISULLO
- 26.03.98 Presidio all'ambasciata turca a Roma
- Appello - SABATO 28 MARZO MANIFESTAZIONE A ROMA DA SANTA MARIA MAGGIORE ALLA AMBASCIATA TURCA IN VIA PALESTRO
- AGGIORNAMENTI SULLA SITUAZIONE DETENTIVA DI DINO
- ARRESTATI IN TURCHIA DINO FRISULLO - GIULIA CHIARINI - MARCELLO MUSTO
- NEWROZ IN TURCHIA - SVILUPPI
- Aggiornamento sugli arresti dei tre italiani in Kurdistan
- COMUNICATO STAMPA
- GRAVISSIMA LA SITUAZIONE IN TURCHIA
- TURCHIA: FERMIAMO LA REPRESSIONE CONTRO IL POPOLO KURDO LIBERTA’ PER DINO FRISULLO Sin-Cobas Internazionale
| |
 |
 |
'AIHM beni dinlemeli'
Çarşamba günü İngiliz avukatları Marc Muller ve Tim Otty ile görüşen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan,
9 Haziran'da AİHM'de görülecek davayı değerlendirdi. Kaçırılmaya ilişkin tüm ayrıntıları
avukatlarına aktaran Öcalan, "Büyük Daire'nin beni dinlemesi gerekir, ciddi komplo var. Tüm iddialarımı kanıtlayabilirim.
Mahkeme dışında da konuşmam. Mahkeme güvence verirse konuşacağım" dedi.
Ortada bir
oyun olduğunu belirten Öcalan şunları söyledi: "Ben kaçırıldıktan sonra adil yargılanma
olmaz. Mahkeme bunu dikkate almazsa bu oyunun içindedir derim. Açık bir kaçırılma var. Eğer adil yargılanmanın
yolu açılmazsa hepsi bu oyunun içindedir diyorum." Avrupa'dan çıkarılması için ülkelerin tehdit edildiğine
değinen Öcalan, yazılı savunmasının diğer bölümünü de hazırladığını
belirtti. 3te
Yine karar çıkmadı
DEP eski milletvekilleri Hatip Dicle, Leyla Zana, Selim Sadak ve Orhan Doğan dünkü 13. duruşmaya da katılmadı.
Avrupa Parlamentosu'nun (AP) yoğun ilgi gösterdiği duruşmada DEP'lilerin avukatı Yusuf Alataş daha
önceki duruşmalarda yaptığı savunmalarını tekrar ederek, yeniden yargılamanın adil
olmadığını belirtti.
'Güçbirliği devam etmeli'
28 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarını değerlendiren DEHAP yaptığı
açıklamada, Türkiye'de tek kutuplu siyasal bir tablonun ortaya çıktığını belirtti. Güçbirliği'ne
karşı diğer siyasi partilerin AKP'nin etrafında birleştiği belirtilen açıklamada, "Sonuçlar
Demokratik Güçbirliği'nin geliştirilmesinin zorunlu olduğunu göstermiştir. Böyle bir çaba içerisinde olacağız"
denildi. 5te
Bedenini ateşe verdi
Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin üyelerinden Erdoğan Kahraman, Suriye'nin Halep şehrinde, Kürt Halk Önderi Abdullah
Öcalan'a yönelik komployu kınamak ve Qamişlo serhildanını selamlamak amacıyla bedenini ateşe
vererek yaşamını yitirdi. 11de
Öcalan'a barış ödülü
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, insan hakları ve barış mücadelesindeki
örnek çalışmalarından dolayı İtalya'da 4 Nisan'da düzenlenecek bir törenle "Barış Ödülü"
alacak. Cosenza Büyükşehir Belediye Başkanı Eva Catizone ödülü, Öcalan adına avukatı Aysel Tuğluk'a
verecek. 4te
PJA ve TECAK 4 Nisan'ı kutladı
PJA Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 55. doğum gününü
kutlayarak, "Kadınlarımızın 8 Mart, 21 Mart ve seçim mitinglerinde oluşturduğu gökkuşağı
4 Nisanla taçlanmalı" çağrısında bulundu. TECAK da "Tüm gençliği önderliğimizi sahiplenmeye
çağırıyoruz" mesajını verdi. 11de
Van'da Kürtçe kurs yine engellendi
İki defa açılışına izin verilmeyen Özel Van Kürt
Dili Öğrenim Merkezi, bu kez de öğretmen engeline takıldı. Merkez yetkilileri, İl Eğitim Müdürlüğü'nden
gelen uyarı üzerine dün dersbaşı yapamadı. 6da
Baydemir görevi devraldı
Demokratik Güçbirliği listesinden Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ne seçilen
Av. Osman Baydemir görevine başladı. Baydemir, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nde düzenlenen tören ile
eski başkan Feridun Çelik'ten görevi devraldı. 5te
Seçimlerde usulsüzlük yapıldı
Seçimleri izlemek üzere Kürdistan'a giden İngiliz heyeti, sandık
başlarında usulsüzlük ve engellerle karşılaştığını bildirdi. Heyet, ayrıca
Kürt adaylar üzerinde yoğun baskı bulunduğuna, parti bürolarının basılmakta olduğuna, köy
korucularının dahi devletin resmi adayı dışındakileri desteklememeleri yönünde tehdit edildiklerine
dikkat çekti. 10da
| |
 |
|
|
Add your content here
|
Add your content here
|
Add your content here
|
Add your content here
|
Add your content here
|
Add your content here
|
Add your content here
|
Add your content here
|
|
Add your content here
|
Add your content here
|
Add your content here
|
Add your content here
|
Add your content here
|
|
 |
 |
|
|
KÜRDİSTAN’
IN KISA TARİHİ
Kürdistan, Ortadoğu’da 550.000 kilometrekare
yüzölçümüne sahip, 1639 tarihli Kasr-ı Şirin, 1923 Lozan Antlaşması’yla dört parçaya bölünmüş
bir ülkedir. Eski istatistiklere dayanılarak yapılan tahminlere göre Kuzey Kürdistan’da (Türkiye parçasında)
20 milyon; Doğu Kürdistan’da (İran parçasında) 10 milyon; Güney Kürdistan’da (Irak parçasında)
5 milyon; Güney-Batı Kürdistan’da (Suriye parçasında) 1,5-2 milyon kadar olmak üzere toplam 35 milyonun üstünde bir Kürt nüfusu vardır. Bu rakamlarda,
zorunlu olarak egemen devletlerin nüfus sayımları esas alındığı için gerçek nufusun bu rakamlardan
daha yüksek olduğuna inanılmaktadır. Zira Kürtler için bağımsız bir nufus sayımı yapmanın
koşulları yoktur.
Kürtler, Yunan ve diğer Batılı tarihçilerin
anlatımlarına göre Medlerin varisleridirler. Coğrafik olarak Yukarı Mezopotamya diye anılan Med ülkesi, kuzeyde Ağrı Dağı ile Urmiye
Gölü’nün batı yakasından başlayarak Zağros dağları doğrultusunda aşağı
Mezopotamya’nın sınırlarına kadar giden bölgenin Dicle ve Fırat nehirlerinin kapsadığı
alan olarak tarif edilmektedir. Uygarlığın merkezi sayılan Mezopotamya’da Sümer, Babil uygarlıklarının
oluşmasında katkısı bulunan halkların varislerinden biri de Kürtlerdir.
Kürtlerin ataları olan Medlerin siyasi olarak
en belirgin biçimde tarih sahnesinde görülmeleri yaklaşık olarak 3000 yıl önceye yani M.Ö. 1000 yıllarına
rastlar. Asur İmparatorluğu’nun egemenliği altında yaşamak zorunda kalan Mezopotamya halklarından
biri olan Medler, M.Ö. 700 yıllarından itibaren bu köleci imparatorluğa karşı mücadeleye önderlik
etmeye başlar ve diğer halkların da desteklerini alıp köleci Asur İmparatorluğunu yıkmayı
başarıp M:Ö. 612 yılında Med İmparatorluğu’nu kurarlar.
Büyük İskender’in istilasına kadarki
dönemde Perslerle ortak egemenlik içinde yaşayan Medler bu dönemden sonra sırasıyla , önce Makedon egemenliği,
M.S. 30 ile 476 yılları arasında ise Doğu Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altında
dağınık, yarı fedaratif aşiretler biçiminde varlıklarını sürdürdüler.
Orta Çağ’da ve özellikle İslam
dininin Ortadoğu’ya egemen olmasıyla birlikte Kürtler sırasıyla İran Safevi, Emevi, Abbasilerin
egemenliğine girdiler. Ancak tüm bu dönemlerde
Kürtler, fiiliyatta bazen bağımsız bazen de otonom bir şekilde, bir yapılanma içerisindeydiler. Otonomi
mi olacak, bağımsız bir ilişki mi olacak bunu, İşgalcilerle beyliklerin güç dengeleri belirledi.
Birçok devlet ilan ettiler. Uzun süre varlıklarını sürdürmüş olan, 10. ve 11. yüzyıllarda kurulmuş olan Mervani ve Şeddadi devletlerini
buna örnek olarak gösterebiliriz. Selçuklular
ile Osmanlıların egemen oldukları dönemde Kürt egemenleri, Bey, Mir gibi ünvanlarla anılmışlardı.
Selçuklu sultanları ile Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman gibi Osmanlı padişahları Kürt beyleriyle
çeşitli anlaşmalar imzalayıp onların coğrafik hudutlarını ve içişleriyle ilgili egemenlik
haklarını tanımışlardı. Buna karşılık Kürt beylikleri de savaşlarda, Osmanlı
padişahlarının emri altında ve ganimette de ortak bir şekilde savaşmayı kabul etmişlerdi.
Bu durum 19. yüzyılın ilk yarısına
kadar sürdü, Kürt beyleri kendi bölgelerinde iktidar sahibiydiler, Kendi içlerinde kamu düzeni için gerekli yasalarını
koyup uygulayabildiler. İdari, hukuki ve ekonomik işlerini İstanbul’dan bağımsız olarak
yürütmeye özen gösterdiler. Kürt beyleri veraset yoluyla ve geleneksel yöntemleriyle başa gelme kuralından taviz
vermediler. Birçok yerde vergiler, bu beyler adına toplandı, kadılar bu beyler tarafından atandı.
Ancak buna rağmen dışişlerinde Osmanlı İmparatorluğu’na bağlıydılar
ve bu çerçevede ilişkilerini sürdürüyorlardı.
19. yüzyılın başlarında Osmanlı
hükümdarları, İmparatorluğun dağılma sürecine girmesi ve pek çok ulusun bağımsızlığını
kazanmasının yarattığı korkuyla eski sistemi terkedip merkezileşme politikasını izlemeye
başladılar. Kürt beyliklerinin otoritelerini ortadan kaldırıp Kürdistan’a merkezi vali, kadı
tayin etmek, kendi adlarına vergi almak istediler.
Kürtler bunun anlamını iyi biliyorlardı.
Hemen itiraz ettiler. Ancak Osmanlı sultanları, tek egemen olmak, iktidarı başkalarıyla paylaşmak
istememeleri, Osmanlı topraklarının büyük bir kısmında olduğu gibi Kürdistan’da da tepkiyle
karşılandı. Kürtler bu duruma isyan ettiler.
Tüm dünya çapında gelişen ulusçuluğun
etkisiyle 19. yüzyılın sonlarına doğru, Osmanlılık yerine Türklük ön plana çıkarılmıştı.
Kürtler de bu dönemde ulusal bir uyanış içerisindeydiler. Ancak Kürdistan’da görülen pek çok dinsel ve mezhepsel
çelişki, Kürt toplumunun feodal yapısı, Osmanlı idaresinin pek çok sinsi politikasıyla birleşince,
ulusal uyanış ve merkezi idareye yönelik rahatsızlıklar sebebiyle çıkan isyanlar, aynı takvime
denk gelemedi. Mir Abdurrahman Baban, Bedirxan Bey, Yezdinşer, Şeyh Ubeydullah Nehri ve başka bir çok bölgesel önder komutasındaki Kürtlerin başkaldırıları,
ciddi başarılar kazanmalarına rağmen, kitlesel ve coğrafik olarak yeterince geniş bir alana
yayılamadıklarından bir dönem sonra kanlı bir şekilde bastırıldılar.
20. yüzyıla gelindiğinde İttihat
ve Terakki Partisi iktidarı ele aldı ve Türkçülüğe doğru son hızla gidildi. 1. Dünya Savaşı
fırsat bilinerek Ermenilerin sonu getirildi. Artık Osmanlının egemenliğindeki topraklarda aykırı
sesler istenmiyordu. Hükümet, bir Kürt hareketinin örgütlenebileceği kuşkusu içinde idi. İttihat ve Terakki
iktidarı vakit kaybetmeden bir Göç Kanunu çıkardı. Kürtler kitleler halinde batıya sürüldü. Savaştaki
ölümler bu göçlerle birleşince Kürtler yüzbinlerce insan kaybettiler ve derin bir açlık ve sefaletle karşı
karşıya kaldılar.
I. Dünya Savaşı, ardından imzalanan
Mondros Mütarekesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunu getirdi. Mütareke ile birlikte Kürt illeri de işgale
uğradı. Savaş, aynı zamanda Kürtlerin örgütlenmelerini de hızlandırmıştı. ABD
Başkanı Wilson’un dünyaya duyurduğu 14 prensip, Osmanlı İmparatorluğu içinde yaşayan
tüm halkları olduğu gibi Kürtleri de ilgilendiriyordu. Ezilen milletlere ve milli azınlıklara bir takım
hakların verilmesinin öngörüldüğü bu ilkeler, Kürt toplumunu da yakından ilgilendiriyordu. Kürtler, birçok
ilinde hızla bir araya gelip örgütlenmeye
başladılar. Etkin Kürt aristokrat ailelerinin
desteğinde ve bürokrat-asker kökenli Kürt şahsiyetlerinin önderliğinde Kürdistan’ı hedefleyen pek
çok örgüt kuruldu. Ancak bunların geniş kapsamlı bir Kürdistan kurtuluş proğramları yoktu.
İstanbul’daki İngiliz, Amerikan
ve Fransız yetkilileri de Kürdistan sorunu ile ilgili olarak bu örgütlerle ilişki içerisindeydiler ve görüş
alışverişinde bulunuyorlardı. Kürt örgütçüleri şu anda olduğu gibi o dönemde de Batılı
devletlerin temsilcilerine bir Kürt sorununun bulunduğunu ve çözülmesi gerektiğini anlatabilmek için çaba harcıyorlardı.
O yıllarda da Kürtler Batılı devletlere dertlerini anlatabilmenin sıkıntılarını yaşamışlardı.
Ancak Kürtlerin ve Kürt siyasetçilerinin bu çabaları çelişkilerin sadece diplomasiyle çözülmediği, çoğu
zaman güçle çözüldüğü bu dünyada, doğal olarak bir sonuca ulaşamadı. Amerika ve batılı devletler,
sorunu çözebilecek yaklaşımı gösteremediler.
 |
|
|

Filimleri izleyebilmeniz için Bilgisayarinizda Real Player `in yüklenmiş olmasi gerekmektedir.Eğer yüklü
değilse burayi tiklayarak ücretsiz Real Player Programini download edebilirsiniz.
|
DOSYA
ADI
|
D.BÜYÜKLÜGÜ
|
D.UZUNLUGU
|
ACIKLAMA
|
Ateskes 1-1 |
3,91 mb |
15.43 dak |
indir |
Ateskes
1-2 |
1.13 mb |
04.33 dak. |
indir |
Tele Konferans 1.Bölüm Agustos 1998 |
7.81 mb |
31.75 dak. |
indir |
Tele Konferans 2.Bölüm
Agustos 1998 |
6.99 mb |
28.06 dak |
indir |
Ateskes 2-1 |
3.66 mb |
14.43 dak. |
indir |
Ateskes 2-2 |
0.98 mb |
03.56 dak |
indir |
Ateskes 2-3 |
271 kb |
01.05 dak. |
indir |
Alman Gazetecilerle
Roportaj-1988 |
1
mb |
03.58 dak |
indir |
Amed Newroz |
1.34 mb |
05.21 dak. |
indir |
Baskan B |
3.10 mb |
12.29 dak. |
indir |
Bayrak |
167 kb |
00.36 dak. |
indir |
Futbol-1988 |
904 kb |
03.29 dak. |
indir |
Halk Toplantisi |
1.52 mb |
06.04 dak. |
indir |
M.Ali Birand ile
Roportaj-1988 |
5.10 mb |
20.25 dak. |
indir |
Palme Suikasti uzerine Roportaj-1988 |
1.40 mb |
05.36 dak. |
indir |
Kitlesel Sehril Dana-1988 |
479 kb |
01.52 dak. |
indir |
Roma 1 |
570 kb |
02.16 dak. |
indir |
Roma2 |
3.28 mb |
13.16 dak. |
indir |
 |
|
 |
|
|
 |
|
|
|